top of page

Baekdu'nun Çocukları: Bir Yaratılış Efsanesi

Bölüm 1: Gökten İnen Tanrı
Uzak geçmişte, gök ile yer henüz tam anlamıyla ayrılmamıştı. Dağlar bomboş, nehirler sessizdi; ne insanlar vardı ne de düzen. Cennetin İmparatoru, bu boşluğu doldurmak, yeryüzüne yaşam ve düzen getirmek istedi. Oğlu Hwanung, bilgeliği ve adaletiyle tanınan bir tanrıydı. İmparator, bu kutsal görevi ona vermeye karar verdi.
Bir gün, İmparator, göklerin sarayında Hwanung’u huzuruna çağırdı ve ona şöyle dedi:
“Evlat, yeryüzü düzenlenmeyi bekliyor. Orada yaşamı başlatacak ve insanlara bilgelik verecek bir elçi gerekiyor. Git, yeni bir dünya kur ve onlara adaleti öğret.”
Hwanung, babasının bu emrini onurla kabul etti. Yanına rüzgar, yağmur ve bulut ruhlarından oluşan üç bin hizmetkarını aldı. Göğün kapıları açıldığında, altın ışıkla aydınlanan bir yol belirdi. Hwanung ve hizmetkarları bu yol boyunca yavaşça yeryüzüne inmeye başladılar.
Gökyüzünden süzülen altın ışık huzmesi, Baekdu Dağı’nın zirvesine ulaştı. Baekdu, gökyüzü ile yeryüzünü birbirine bağlayan kutsal bir dağdı. Hwanung, altın ışıkla birlikte dağın zirvesine ayak bastı. Etrafını kaplayan bulutlar yavaşça dağıldı, rüzgar sustu. Hwanung’un geldiğini hisseden doğa ruhları ona selam durdu.
“Burası, yeni dünyanın kalbi olacak,” dedi Hwanung. Tapınağın kurulacağı yeri işaret etti. Rüzgar, yağmur ve bulut ruhlarının yardımıyla burada bir tapınak inşa etti. Ardından, yeryüzüne düzen vermek için harekete geçti. Mevsimleri belirledi, nehirlerin yönünü çizdi, hayvanlara yol gösterdi. Yeryüzü yavaş yavaş canlanmaya başladı.
Ancak Hwanung’un içini bir huzursuzluk kapladı. Etrafında sayısız doğa ruhu ve hayvan olsa da, hala eksik bir şey vardı. Yeryüzü canlıydı, fakat bilinçli bir tür, yani insanlar, henüz yoktu. Hwanung, yeryüzünün yeni sakinleri olacak insanları yaratmayı düşünmeye başladı. Fakat bunun kolay bir yol olmadığını biliyordu; bu, sabır ve cesaret gerektiren bir sınavla mümkün olacaktı…

© 2025 by ZOR Dergi. 

bottom of page