top of page

Beni Yiyen Kendini Doğurur

Kırmızı, kederin lekesi gibi,
Kabuğunda bir ağıtın çatlağı.
Tırnaklarımı geçiriyorum damarlarına,
Bir kadın kanıyor içeriden, usulca.

Taneler dökülüyor-
Bir savaş alanı, her biri bir kurban.
İçime sızıyor narın sessiz suçu,
Tatlı bir yankı, keskin bir ihanet.

Kim taşıdı seni bu kadar derine?
Kim mühürledi gövdene sonsuz döngüyü?
Bir avuç kan gibi serpildin soframa,
Ve ben, parmaklarımda bu yükle, seni izliyorum.

İçin ölüm kokuyor,
Ama tadın baharın ilk çığlığı.
Söylesene, nar,
Hangi karanlık ellerle büyütüldün?

Her tanede bir özür gizli,
Her çatlayışta bir mezar.
Ama yine de,
Kabuğunu soyarken,
Bir şey fısıldıyor:
“Beni yiyen, kendini doğurur.”

© 2025 by ZOR Dergi. 

bottom of page