top of page
Bulanık
Aşina olduğum o tuhaflığı önüme serilmişti dingince
Gözlerim kapalı, dilim kopuk!
Bilin ki o ayakkabılar bir vakit benimdi
Ama susmasını istedim çektiğim o ızdırabın, ne de olsa vakti gelmişti
Ani esen rüzgarın tenime dokunuşu kadar ağır
Ve fazladan içilen bir yudum kadar mide bulandırıcıydı
Bir insan bu kadar mı pis olurdu!
Arlanmaz, şefkatsiz, cani
Belki göz zarımı yırtacak kadar sıkıca yumdum onları ama görüyorum.
Çekilsene önümden!
Sohbet etmeyi de sevmezdi ama susmak bilmiyor
Bir nefes kadar yakınında
Umarım eve alınan üç domates gibi çürür
Dilerim suyu serçe sıkılırcasına akar ve gider
En azından vermez ziyaret mekânına bir külfet!
Artık orada değil
Artık sadece bulanık
bottom of page